Mesut Özil için geçen hafta insanların gönlünden kim bilir kaç “Helal olsun” kopmuştur.
Alman Milli Takımı’nın ve Fenerbahçe’nin eski futbolcusunun namazdan sonra elinde süpürge ile bir camiyi baştan sona süpürmesi büyük takdir gördü.
Benim için asıl değerli olan ise bu görüntünün sadece caminin güvenlik kameraları tarafından tespit edilmiş olmasıydı. Yani Mesut bazıları gibi basını çağırıp ya da eşinin dostunun eline cep telefonunu tutuşturup kendini kayda aldırmamıştı. Belki de güvenlik kameraları olmasa bu hayır dolu güzellikten hiçbirimizin haberi olmayacaktı.
Baktım ki Sivaslı genç sporcular, Mesut ağabeylerinden feyz ve ilham alarak bir camiyi temizlemeye koyulmuşlar.
İşte gençlerimize böyle önderler, rehberler, rol modeller lazım. Mafya babaları yerine onlara özensinler diye…
Teşekkürler Mesut kardeş. Bu son golün, gönlümüzün çatalına asılı kaldı.
Murat Sefer Aksu
Bu ismi unutmayın. Çünkü bana göre yeryüzüne inmesi beklenen, kötülüğün son temsilcisi Deccal’in ta kendisi.
Elinde dirgen vardı canavarın. Tıpkı şeytanın, ucu çatal mızrağı gibi. Önünde de kendine kurban olarak seçtiği dünyalar masumu bir yavru köpek…
Vahşice saplıyordu mızrağını Deccal o yavrucağa… Bir daha, bir daha… Ta ki öldüğünden emin olana dek…
Bir yavru köpeciğin bir insana (!) nasıl bir zararı olabilirdi ki? Olsa bile böylesine canice öldürülmesine mazeret olabilir miydi?
Bekliyorum… Neyi mi? O insan müsveddesinin alacağı cezayı. Bakalım yine göstermelik bir para cezasıyla yaptığı yanına kâr mı kalacak, yoksa kadına, çocuğa, hayvana el kaldırmayı alışkanlık haline getirenleri titretecek ibretlik bir bedel mi ödeyecek?..
Bu rezaletler tesadüf olamaz
Ya topluca sapıttık ya da birileri bu ülkenin ar damarını çatlatmak için bir yerlerden düğmeye bastı.
Son bir hafta içinde 4 ayrı yerde insanlar utanmadan, çekinmeden, etraftakilere aldırmadan uluorta cinsel ilişkiye girerken görüntülendiler.
İzmir Alsancak, Zonguldak ve Kocaeli bu rezilliklerin adresiydi. İstanbul Kadıköy’de güpegündüz ortaya çıkan iğrençliğin başrolünde ise iki erkek vardı. Adeta Pompei’nin son günleri gibi…
Bundan bahsetmek kolay değil. Yazarken bile yüzüm kızarıyor. Ancak konunun vahametini ortaya koymak, büyük tehlikeye dikkat çekmek de gazetecilik görevim.
Bu insanların bunu neden yaptığı iyi araştırılmalı, failleri ciddi şekilde sorgulanmalı.
Eğer süzme sapık değillerse birileri tarafından mutlaka parayla satın alınmış provokatörler ya da tek merkezden emir alan gönüllü eylemcilerdir. Maksatları da “utanmayı” ortadan kaldırıp, bizi ayakta tutan inanç ve ahlak kolonlarının altında bomba patlatmaktır.
Umarım benimki vesvesedir. Ama değilse, teröristlerin yanı sıra bir de “Uyuyan ahlaksızlık hücreleri” ile mücadele etmek zorunda kalacağız.
Gaf kürsüsü
“Tabelada 10 yazıyor ama maç 4 dakika uzayacak… Pardon, oyuncu değişikliği olmuş, 10 numaralı Hajradinovic çıkmış.” (beIN Sports’ta Kasımpaşa – Adana Demirspor maçını anlatan Ali Okancı’nın bocalaması)
Zap’tiye
Netanyahu’ya en yakışan ismi protestocu İsrail halkı buldu: Crime Minister! (Suç Bakanı) (Prime Minister: Başbakan)
Ne demiş?
“Önce ihaleye giriyorlar sonra beni kendilerine aşık edince manipülasyona başlıyorlar. Yalnız gebereyim ama kimse beni değiştirmeye kalkmasın.” (Aşk yorgunu İrem Derici’nin sözleri)
Haber Kaynak : SABAH.COM.TR
“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”
GÜNDEM
12 Ekim 2024SPOR
12 Ekim 2024GÜNDEM
12 Ekim 2024SPOR
12 Ekim 2024SPOR
12 Ekim 2024GÜNDEM
12 Ekim 2024GÜNDEM
12 Ekim 2024